Bizler yani ülkemiz büyük bir işgal altında kalmış bu işgali kaldırmak ve yeniden halkın, bağımsız ülke olması çabaları emeline ulaşmış yokluk ve harabe haline gelmiş ülke birileri tarafından yeniden doğmuştur. Bağımsızlık mücadelesi ve zafer, kurtarıcı şahıslar tarafından bir an evvel. Sanayi, ziraat ve kalkınma harpten çıkmış bir ülkenin var olma hesapları yapılmaya başlanmıştır. Nemi yapılmamış şeker fabrikaları. Dokuma fabrikaları ulaşımın biraz daha iyi olması için demiryolları, eğitim kurumları yani bir ülkede ne yapılması gerektiği inancıyla bir çok devrim hareketini devreye geçirmiştir. Bu taki 1950 yıllarına kadar içten sevgi ve inançla devam etmiştir. Bu yıllarda iktidar partisi olan DP iktidar sarhoşluguna yönelmiş harplerde beraber aynı cephede beraber bağımsızlık mücadelesi verenler birden bire düşman durumuna gelmiş. 1960 yılına kadar bu iç düşmanlık devam etmiş ülke o kadar tehlikeli bir ayrıma gelmişti. O zaman muhalefetteolan CHP Genel Başkanı Türkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı yani Türkiye'nin ikinci adamı büyük hakarete uğruyor trenle veya araçla gitti yerlerde şehirlere sokulmadı ve bindiği tren bile taşlanmış. Alanlarda konuşma yapması dahi engellenmiştir.
1960 Askeri Darbesi olarak ülke yönetimime asker cunta el koydu ve yaşam hayatı değişti bu geçen zamanlar ülkemize ne zararlar verdiği bellidir. Türkiye'de yaşam bu şekilde devam ederken 1980 askeri idaresi ülkeyi yönetmeye başlamıştır. Demokrat parti yönetimi Kore'ye asker gönderdi ve Amerikan yardımı olan MARŞAL yardımının eşe dosta dağıtıldığı. Dedikoduları ve DP’nin kurmuş oldugu ve halka eziyet eden bir VATAN CEPHESİ çetesi ülkede Hakimiyet ele almış bir üyenin bir ilin valisini başka bir bölgeye tayin ettirirdi bugünler bugüne kadar devam etti şimdi partili cumhurbaşkanı sistemi daha çok çıkılmaz bir yola getirdi. Pahalılık geçim derdi ev kiraları yani gelirin az giderin çok olduğu bu yaşamda çalışmanın zorluğu halkı bezdirmiş. Hayat ve yaşam halkı hor gören bir yönetim. Rast gele el kaldır el indir sistemi ile Meclis'te kabul edilen kanunlar bütün itirazlara rağmen kabullenmesi halkın gözünden kaçmamakta. Biran evvel seçim yapılmasını istemektedir bugün işsizlik pahalılık halkı ekmek kuyruklarında ucuz ekmek ve Pazar'larda atık sebze. Meyve toplamaya çalışırken bazıları Meclis'in sıcak çorbasını içecek verilen asgari ücret zammının bir günde bitmesinin acısını yaşamaktadır açlık sefalet ve işsizlik muhalefet olmasa kimsenin duyacağı yok ben hiç bir şeye ve kimselere söyleyecek sözüm yok. Ama iktidar partisi ve destekçisi milletvekilleri zaman gelince ailesine ve çocuklarına nasıl hesap vereceklerdir
İNŞALLAH VERİRLER BEKLİYORUZ