Seçim sürecine girildi diyebiliriz.
Gerek iktidar partisi ve gerekse muhalefet partileri ısınmaya-ısıtmaya başladılar.
Anketler ortalıkta
Görülen ise kararsızların çokluğu
Gıda güvenliğini sağlama konusundaki yetersizlikler iktidarı sallarken, muhalefete de sarı-kırmızı ışık yakıyor.
Farklı bölgelerde ve çeşitli isimlerin yaptığı ya da yaptırdığı kamuoyu yoklamaları kararsızların bugün en fazla oya sahip oldukları yönünde.
İktidar;
Vatan savunması konusunda atılması gereken adımları atmaya çalışıyor.
PKK terörüyle yurt içinde ve dışında mücadele kararlılıkla sürüyor,
FETÖ yapılanmaları ile ilgili olarak eşzamanlı operasyonlar sürüyor,
Mavi Vatan mücadelesi devam ediyor,
Yunanistan’a karşı cepheden mücadele başladı,
NATO yapılanması ile ilgili olarak İsveç ve Finlandiya tutumları kararlı görünüyor,
Rusya, İran, Çin ile ortak tavırları geçerliliğini koruyor,
Atlantik’e karşı Avrasya seçeneği öncelikli…
Ancak;
Özellikle gıda güvenliği konusunda olmak üzere, girdi maliyetlerini düşürüp üretmeyi teşvik etmek, ithal etmek yerine kendine yetmeyi başarmak, yapay fiyat artışlarının önüne bütünsel olarak geçmek, alım gücünün yeterliliğini sağlamak, işsizliği önlemek ve tedbirleri yaşama geçirmek (Fabrikaların yeniden tütmesini sağlamak, köy okullarının açılmasını hızlandırmak, verimli toprakların ekilip biçilmesini sağlamak…) konularında halkın talepleri yerine getirilmiş değil…
Muhalefet cephesi?
Sürekli şikâyet etmek, sızlanmak,
Çözüm noktasına bir türlü varamamak, neyi, nasıl çözeceklerini açıklayamamak,
AB-D’den medet ummayı sürdürmek,
Halk arasında “Dedikodu” diye tanımlanan söylemlerden başını kaldırıp da vatan-bağımsızlık-emperyalist saldırılar gerçekliklerine bir türlü gelememek…
Vatandaş mı?
Beklemede-izlemede görünüyor, şimdilik
Ya da kararsızların kararlı hale gelmelerini
Kısaca; tablodaki belirleyici ROL alacak olan kararsızlar, kararlarını ULUSAL BAĞIMSIZLIK yönünde kullanmalılar demek ve istemek, hakkımız olmalı değil mi?