ÖYKÜLENEMEYEN ÖYKÜLER

....... Orhan Veli"nin,,,,, 

Ne atom bombası,

Ne Londra konferansı.

Bir elinde cımbız,

Bir elinde ayna,

Umurunda mı dünya....şiirine muhatap olmak istemeyenlerin seçeneklerindendir, dağlara gitmek......Dağların sahipleriyle, ön yargısız, vurursunuz muhabbetin tellerine........

Orada öğrenirsiniz, şalvarlı Elif kadının " Bizim topraklarımıza gezmeye gelebilirler, başımızın üstünde yerleri vardır  ama bizim topraklarımıza göz koyup  öldürmeye gelmelerine izin vermeyiz "diyerek, tüfeğini omuzlayıp, emperyalizme direnme kararı alarak harekete geçtiğini.......

TAT kocayı anlatırlar, bu dağların Aşık VEYSEL idir Tat koca, manilerini, yaşadıklarını öğreniverirsiniz ......

Şalvarlarıyla, şapkalarıyla, sözel arkeloğ lar oturuyordur karşınızda.....

Bin yıllık Sinap köyü kalesiyle özdeşleşmiş, 80 yaşın üzerindeki Çortanlı bacıların yaşam öykülerini şaşkınlıkla dinlersiniz.... Şaymana kadınlarının bu coğrafyadaki izine raslarsınız..'(İris uygarlığının yönetici kadınları)

Veda zamanı geldiğinde, evlerine konuk alma isteklerine kayıtsız kalamazsınız.'

Sade bir selamla başlayan muhabbet, çıkarsız, beklentisiz dostluklara dönüşür.......

780 bin dönüm yurt toprağının, 82 milyon hissedarından biri olmaktan onur duyarak ayrılırsınız. yanlarından..........